Bertrand Russell:
"... Parmaklarımızla masaya bastığımız zamanki dokunma duyusuna gelince, bu parmak uçlarındaki elektron ve protonlar üzerinde bir elektrik etkisidir. Modern fiziğe göre, masadaki elektron ve protonların yakınlığından oluşmuştur. Eğer parmak uçlarımızdaki aynı etki, bir başka yolla ortaya çıkmış olsaydı, hiç masa olmamasına rağmen aynı şeyi hissedecektik."
(Bertrand Russell, Rölativitenin Alfabesi, Onur Yayınları, 1974, s.161-162)
Russell, maddeci çevrelerin en güvendikleri düşünür olmasına ve bu görüşün en güçlü savunucusu olarak görülmesine rağmen bu gerçeği tamamen gözardı edememiş, Felsefenin Problemleri adlı eserinde durumu şöyle değerlendirmiştir:
"...Berkeley, herhangi bir mantıksızlığa düşmeden, maddenin bizden bağımsız olarak bir şey mevcut olsa bile duyularımız tarafından algılanamayacağını, ispatlama onuruna sahiptir."
Bertrand Russell, The Problems of Philosophy, 1912, p.5
Çevremizdekileri madde olarak algılamamızın sebepleri, atomların yörüngelerindeki elektronların fotonlarla çarpışmaları, atomların birbirlerini itmeleri veya çekmeleridir.
Şu anda elinizde tuttuğunuzu sandığınız klavye, notebook ve mausunuzu aslında tutamamaktasınız!!!
Gerçekte elinizin atomları bilgisayar parçalarınızın atomlarını itmektedir ve bu itmenin şiddetine göre de dokunma hissiniz gerçekleşmektedir. Çünkü atomların yapısından bahsedilirken de belirtildiği gibi atomlar birbirlerine maksimum bir atomun çapı kadar yaklaşabilirler. Üstelik birbirlerine bu kadar yaklaşabilen atomlar, ancak beraber reaksiyona giren atomlardır. Şu halde, aynı maddenin atomları bile birbirlerine kesinlikle dokunamazlarken bizler elimizle tuttuğumuz, sıktığımız veya tutup-havaya kaldırdığımız maddeye asla dokunamayız. Kaldı ki, elimizdeki maddeye maksimum yaklaşmamız mümkün olsaydı bile bu maddeyle kimyasal reaksiyona girerdik. Böyle bir durumda insan veya başka bir canlı için bir saniye bile varlığını sürdürmek sözkonusu olamazdı. Canlı ayak bastığı, oturduğu veya dayandığı madde ile hemen kimyasal reaksiyona girer ve garip bir varlık olurdu.
"... Parmaklarımızla masaya bastığımız zamanki dokunma duyusuna gelince, bu parmak uçlarındaki elektron ve protonlar üzerinde bir elektrik etkisidir. Modern fiziğe göre, masadaki elektron ve protonların yakınlığından oluşmuştur. Eğer parmak uçlarımızdaki aynı etki, bir başka yolla ortaya çıkmış olsaydı, hiç masa olmamasına rağmen aynı şeyi hissedecektik."
(Bertrand Russell, Rölativitenin Alfabesi, Onur Yayınları, 1974, s.161-162)
Russell, maddeci çevrelerin en güvendikleri düşünür olmasına ve bu görüşün en güçlü savunucusu olarak görülmesine rağmen bu gerçeği tamamen gözardı edememiş, Felsefenin Problemleri adlı eserinde durumu şöyle değerlendirmiştir:
"...Berkeley, herhangi bir mantıksızlığa düşmeden, maddenin bizden bağımsız olarak bir şey mevcut olsa bile duyularımız tarafından algılanamayacağını, ispatlama onuruna sahiptir."
Bertrand Russell, The Problems of Philosophy, 1912, p.5
Çevremizdekileri madde olarak algılamamızın sebepleri, atomların yörüngelerindeki elektronların fotonlarla çarpışmaları, atomların birbirlerini itmeleri veya çekmeleridir.
Şu anda elinizde tuttuğunuzu sandığınız klavye, notebook ve mausunuzu aslında tutamamaktasınız!!!
Gerçekte elinizin atomları bilgisayar parçalarınızın atomlarını itmektedir ve bu itmenin şiddetine göre de dokunma hissiniz gerçekleşmektedir. Çünkü atomların yapısından bahsedilirken de belirtildiği gibi atomlar birbirlerine maksimum bir atomun çapı kadar yaklaşabilirler. Üstelik birbirlerine bu kadar yaklaşabilen atomlar, ancak beraber reaksiyona giren atomlardır. Şu halde, aynı maddenin atomları bile birbirlerine kesinlikle dokunamazlarken bizler elimizle tuttuğumuz, sıktığımız veya tutup-havaya kaldırdığımız maddeye asla dokunamayız. Kaldı ki, elimizdeki maddeye maksimum yaklaşmamız mümkün olsaydı bile bu maddeyle kimyasal reaksiyona girerdik. Böyle bir durumda insan veya başka bir canlı için bir saniye bile varlığını sürdürmek sözkonusu olamazdı. Canlı ayak bastığı, oturduğu veya dayandığı madde ile hemen kimyasal reaksiyona girer ve garip bir varlık olurdu.