Her yıl vücudumdaki atomların % 98’i yenileniyor: Geçen sene olduğum kişinin aynısı olduğumu nasıl iddia edebilirim veya daha da kötüsü, on yıl önceki kişi olduğumu? Kişiliğim/kimliğim nedir (neremdedir)? Vücudumun metabolizmasına olan ilişkisi nedir?
Derek Parfit zamanında şöyle bir düşünsel sorun ortaya koydu: Londra’da bir tarayıcı tarafından parçalanan ve her bir hücre hakkında sonsuz derecede ayrıntılı bilgi alabilen bir çoğaltıcı makine tarafından, New York’ta hafızası da dâhil olmak üzere hücre hücre yeniden yapılandırılan bir insana ne olur? Kişi aynı kişi midir? Yoksa kişi daha Londra’da ölmüş mü olur? Bir insanı insan yapan nedir: Bedensel veya psikolojik devamlılığı mı? Bir insanın tek tek her hücresi eşdeğer hücrelerle değiştirilse kişi hala aynı kişi olur mu? Bir kişinin psikolojik yapısı (hafızası, inanışları, duyguları ve her şeyi) eşdeğer bir psikolojik yapıyla değiştirilse, kişi gene aynı kişi mi olur?
En belirgin çelişki şudur: Büyümekte/gelişmekte olduğumuz halde Gerçeklik nasıl olur da hala aynı kalabilmektedir? Tamamen farklı olan iki beyin aynı nesneyle karşılaştığında aynı resmi mi görür? Beyinler farklıysa o zaman nesne görüldüğü anda oluşan sinirsel uyarı her iki beyinde de farklı olacaktır. İki farklı beyin nasıl aynı imajı üretebilir? Mantıklı sonuç şu olmalıdır; “Hayır, benim gördüğüm ağaç senin gördüğün ağaç değil, sadece aynı şeyi kastettiğimizden, ona baktığımızda tam olarak ne gördüğümüz önem taşımıyor”. Peki o halde nasıl oluyor da dün, bugün ve yarın aynı imajı görüyorum? Beynimiz sürekli değişiyor. Beş yaşımda sahip olduğum beynimle, bugün sahip olduğum beyin arasında muhtemelen hiçbir ortak yön yok. Bütün hücreler, bağlantılar ve beynin fiziksel yapısı dahi değişmiştir. Aynı nesne beynimde, kırk yıl önce çağrıştırdığından bambaşka bir sinirsel düzen/örüntü üretiyor. Bunlar farklı hücrelerden oluşan farklı yönlerde organize edilen iki ayrı beyindir; iki düzen/örüntü bile artık fiziksel olarak farklıdır.
Buna rağmen bana eski oyuncaklarım hala aynı görünüyormuş gibi geliyor. Ama aslında aynı görünmemeliler, çünkü beynim değişti ve beynimde üretilen düzenler/örüntüler de değişti: bugün gördüğüm şekiller beş yaşında gördüklerimden farklı olmalı. Nasıl oluyor da alabildiğine farklı bir beynim olmasına rağmen aynı şeyleri görüyorum?
Ayrıca tecrübe de beyni şekillendirir; Ben sadece organizmamın genetik bütünlüğünden ibaret değilim, aynı zamanda çevremin de kendisiyim. Ve dünyada olanlarla birlikte ben de sürekli olarak değişiyorum. Dünya ne yapıyorsa “Ben O’yum”.
Bütün bunlar zaten kanıtlıyor ki, “Ben” beynimin içinde değilim. Beynin dışında zamanla değişmeyen bir şey var. Beyin basit olarak resimlerin hesaplamalarını yapıyor, ancak resme uygun nihai “duygu” beynin dışında hücre veya bağlantılara ihtiyacı olmayan bir “ruha” gerek duyuyor. Diğer taraftan, gördüğümüz şeyin gerçekten de gördüğümüzü sandığımız şey olmadığını kavramak kolay değil.
Bir şeyi, bir şey olarak algıladığımızda çok ender olarak daha önce görüp/duyup/dokunup/ duyumsadığımızı aynı şekilde görüp/duyup/dokunup/duyumsuyoruz. Birinin yüzünü tanıyorum ancak bir daha gördüğümde muhtemelen daha önce gördüğüm resmin aynısı olmuyor; sakalı uzamış olabilir, bir sivilce çıkmış olabilir, saç kesilmiş olabilir, ten rengi koyulaşmış olabilir veya basitçe yüz başka bir açıda duruyor olabilir (yukarıya bakarak, aşağıya bakarak, hafif başı dönük duruyor olabilir).
Bir şarkıyı tanıyorum, ancak gerçek şu ki şarkı tekrar asla aynı gelmiyor; daha sesli, daha yumuşak, farklı hoparlör, statik, oda da farklı bir eko, kulaklarımın hoparlörlere yönelik farklı bir açıda duruşu.
Bugün havanın “soğuk” olduğunu algılıyorum ancak ısıyı onuncu ondalık rakamına kadar ölçtüğümüzde daha önce aynı soğuğu hissettiğimde ölçtüğüm rakamı elde etme ihtimalimiz çok düşük. “Fark” ettiğimiz şey muhtemelen fiziksel bir nicelik değil; bir resim, bir ses, bir ısı asla kendini tekrar etmez.
O halde bir yüzü, bir şarkıyı veya ısıyı algıladığımızda algılanan şey nedir?
*****
“Senin içinde olduğun herhangi bir durum, onun hakkında Kur'an'dan okuduğun herhangi bir şey ve sizin işlediğiniz herhangi bir iş yoktur ki, ona (iyice) daldığınızda, biz sizin üzerinizde şahidler durmuş olmayalım. Yerde ve gökte zerre ağırlığınca hiç bir şey Rabbinden uzakta (saklı) kalmaz. Bunun daha küçüğü de, daha büyüğü de yoktur ki, apaçık bir kitapta (kayıtlı) olmasın." [Yunus Suresi, 61]
_