8 Şubat 2011 Salı

GÖZÜMÜZLE, BEYNİMİZLE GÖRDÜĞÜMÜZ GERÇEĞİN SADECE MİLYARDA BİRİ...


Artık biliyoruz ki algıladığımız madde gerçeğin sadece küçük bir kısmı; görünmeyen diğer kısmı ise enerjidir. Nobel ödüllü profesör Carlo Rubbia foton parçacıkları (enerjinin en küçük birimi) ile nükleonlar (maddecikler) arasındaki ilişkinin 1.000.000.000:|1| olduğunu göstermiştir. Bu demek oluyor ki görebildiğimiz organizma ya da madde gerçeğin milyarda biridir; kalanı gözle göremediğimiz enerji alanıdır.

Her hücrede biyokimyasal reseptörlerin yanı sıra elektromanyetik reseptörler de bulunur. Bu antenler sayesinde elektromanyetik sinyaller algılayıp yayabilirler, yani hücre içerisindeki prosesler (işlemler) elektromanyetik sinyallerle değişir ve diğer hücreleri de etkiler.

İnsan vücudu, içinde bulunan her hücre, doku ve organın kendine özel belirli bir titreşim frekansı olduğu karmaşık bir sistemidir. Bu haber ağı içindeki bütün sistemler birbirlerini bütünde neler olup bittiğine dair haberdar ederler.

Tüm bu işlemler matriks yada bağ dokusu dediğimiz, hücreleri saran içsel denizimiz aracılığı ile meydana gelir. Böylece her hücre vücudun diğer hücrelerinde neler olduğuna dair bilgiye sahiptirler.

Enerji alanları ve madde arasında sürekli bir etkileşim vardır. Foton maddeye dönüşürken bir elektron (negatif yüklü parçacık) ve bir pozitron (pozitif yüklü parçacık) olarak bölünür. Bu durum görünen kutuplu (polar) dünyamızın ışıktan meydana geldiğini doğruluyor. Tam tersi durumda da, elektron ve pozitron çarpıştığında ortadan kaybolurlar ve bir miktar enerji (ışık) açığa çıkar. Madde ve enerji arsındaki bu sürekli değişim işlemi bize maddenin enerjinin ikincil bir hali olduğunu gösterir.

VEYA BAŞKA DEYİŞLE MADDE ENERJİNİN SADECE DAHA YOĞUNLAŞMIŞ HALİ OLUP, ASLINDA MADDE SANDIĞIMIZ MADDE DEĞİLDİR...

***
“Yerin başka bir yere, göklerin de (başka göklere) dönüştürüldüğü gün, onlar tek olan, kahhar olan Allah'ın huzuruna çıka(rıla)caklardır.” (İbrahim Suresi, 48.ayet)