27 Ocak 2011 Perşembe

FİZİKÇİLERDEN BÜYÜK İTİRAF: 'BEYNİN KABUKSAL, ALT KABUKSAL, KENAR BÖLGELERİNE KADAR BAKTIK, AMA BİR GÖZLEMCİ BULAMADIK!..'


Eğer gören gözlerimiz değilse, kapkaranlık mekan içinde göze, retinaya, merceğe, göz sinirlerine ihtiyaç duymadan rengarenk bir çiçek bahçesini seyreden ve bundan zevk alan kimdir?

Kulağa ihtiyaç duymadan elektrik sinyallerini tanıdıklarının sesi gibi duyan, bu sesleri duyduğunda sevinen, bu sesleri tanıyan varlık kimdir?

Hiçbir kokunun girmediği beynin içinde fırındaki kekin kokusunu duyan, bundan zevk alan kimdir?

Bir çiçeği gördüğünde ondan zevk alan, bir kedi yavrusu gördüğünde ona sevgi duyan, hiçbir ele, parmaklara ve kasa ihtiyaç duymadan kedinin tüylerini okşadığını hisseden kimdir?

Sadece sinir hücrelerinden oluşan birkaç yüz gramlık et parçası, yaşadığımız hayatın, üzüntülerin, sevinçlerin, dostlukların, vefanın, samimiyetin, coşkunun sebebi olabilir mi?

Eğer bunların sebebi beyin değil, tüm bunları algılayan varlık ise, bu durumda algılayan kimdir?

Dış dünyayı algılayan, beynimizin içindeki "küçük insan" mı?

Kuantum fizikçilerinin bahsettiği "gözlemci" mi?

Bu gözlemci, beynin içinde bir yerlerde mi?

Eğer değilse nerede?

Fred Alan Wolf, bu soruyu şu şekilde cevaplamaktadır:

"Bir gözlemcinin kuantum fiziği bakış açısından ne yaptığını biliyoruz. Fakat kimin ya da neyin gerçekten gözlemci olduğunu bilmiyoruz. Bu demek değil ki bir cevap bulmaya çalışmadık. İnceledik. Kafanızın içine girdik. Her yere baktık gözlemci denen bir şey bulmak için. Kimse yoktu. Beyinde kimse yoktu. Beynin kabuksal (kortikal) bölgelerinde kimse yoktu. Alt kabuksal (kortikal) bölgelerde ya da kenar bölgelerde de kimse yoktu. Gözlemci denecek kimse yoktu. Ama yine de dış dünyayı gözlemlerken bizler, gözlemci denen şeyin varlığının deneyimlerine sahibiz."