27 Ocak 2011 Perşembe

Gerçek Olan Hangisi : Yaşam, Rüyalar, Ölümün Ötesi mi ?


Christopher Nolan’ın iki yıl üzerinde çalıştığı ve senaryosunu yazmış olduğu “Inception” filmi Türkçe adı ‘Başlangıç’la vizyona girmişti. Bu isim çok anlamlı... Rüyaların gerçek hayatla karıştığı ve hangisinin gerçek olduğunun dahi bilinemediği rüyalar dünyasında bir gezinti sunuyor, filmde dikkat çeken, Hz.Peygamberin meşhur bir hadisi ile şaşırtıcı bir benzerlik taşıması: "İnsanlar uykudadır, ölünce gözleri açılacak" Filmdeki uyanma sahnelerini düşününce insan hayret ediyor.

Hz. Mevlana ‘Rüyâdaki suretleri gerçek bil, hayâl sanma bedensiz bedene sahipsin, tenden çıkmaktan korkma!’der…Aslında filmde zaman zaman gerçek yaşamında adeta bir rüya olduğu hissi seyirciye veriliyor..Bu da çok ilginç. 

Bir şekilde insanın zihninde yatan her şeyi öğrenmek istiyorsanız onun beyninin en derin noktasına ulaşmak zorundasınız. Bu yüzden Nolan’a göre rüya içinde rüya, tekrar bir rüya, sonra bir rüya diye dördüncü boyuta geçmeniz gerekiyor. 

Belki de ‘Hayat’ denen şey bir nevi ‘Rüya’ veya ‘Simülasyon’ bizim bedenlerimiz ya da asıllarımız dünyada değil. Tıpkı Avatar filminde olduğu gibi… Tasavvufa göre; ‘Hâlbuki madde misaldir, misâlin misâli olmaz, eşya son surettir. Kopyanın kopyası ilim olmaz, onlar Âdem’in ruhuna değil, çamuruna; kopyasına bakarlar!’ 
Hz.Mevlana bakın nasıl açıklıyor; ‘Dünya oyundur yani gölge oyunu gönlümüzdeki varlıklar dışımızda bir aynaya yansıyor, biz bunun seyrine dalıyoruz esasında gölgelerdir, nitekim gönlü sıkıntıda iken en güzel gölge bizi avutmuyor, demek işin aslı bizde imiş bizdekinin aslı da erenin gönlünde bu oyun bozulacak’. Hiç kimse hangimizin gölgesi daha güzel diye yarış yapmıyor, bu gölge oyununda kim birinci olur ki? Gölgeleri oynatandan başka.’

İbn Arabî’ye göre ruh ile beden, akıl ile hisler arasındaki bir berzahta olan nefs, hayal mertebesindedir.

İbn Arabî, marifetin ifadesi açısından rüyanın (hayalin) önemine dikkat çekerken, Ona göre hayal, düşüncenin kurucu öğesi değil, aynı zamanda âlemin de bir öğesidir. Ulvî ve suflî âlem arasında olan insan hayal mertebesindedir. Yani O, hayali sadece zihne ait bir kurgu olarak ele almaz, Aynada ayan olan, kendini görür! ‘Âlemi de böyle bil, HAKK âlemde ayan oldu! Yani kendini gördü. Madde bizden habersiz, HAKK’tan haberdardır! ; biz ise aksine maddeden haberli, HAKK’tan (öz) habersiz’.! 

Uykudasınız; ölünce uyanacaksınız” hadis-i şerifi filmin içinde yer aldığı düzlemi tanımlayabilir. Filmin içinde birkaç defa değişik biçim ve bağlamlarda tekrarlanıyor bu cümle. Rüya ile bir üst var oluş basamağının ilişkisi benzer bir uyanış\ölüş üzerine kuruluyor. Bir alt basamakta ölmek, bir üst gerçeklik basamağında uyanmak anlamına geliyor...

_